Elimde bir levha,
Korunmuş mu, yoksa boş muydu?
Okuru muyum, yazarı mı?
Yazarsam çeviririm, onu.
Okursam çevirir beni, o.
Mümkün mü yazmak,
Öyleyse nasıl yazmalı?
Kurşun kalemle mi, silik;
Divit kalemle mi, kurşuni?
Hüsnühat ile mi, incitmeden;
Çivi yazısıyla mı, acımadan?
Arzın halini mi kazımalı,
Arzuhali mi işlemeli?
Bir düş, bir düşün kâle alınır mı?
“Hiç yazılan yazı karalanır mı?”
Mümkün mü okumamak,
Değilse nasıl okumalı?
Bir masal gibi uyumak için mi,
Yoksa vahiy gibi uyanmak için?
Hüsnükabul ile mi okumalıydı,
Çivi çakarcasına kavga ederek mi?
Göz gezdirip geçmeli mi yalnızca,
Yoksa altını çizerek sökmeli mi?
Harcı mı okuduğunu anlamak,
Mecbur mu anlamadan okumaya?
Mümkün mü bu sorulara cevap bulmak?
Mümkünse hiç aramamak…
Son Yorumlar